Şeker Beynimize Ne Yapar, Beynimizi Şekerden Nasıl Koruruz?
Şekerli tatları severiz. Ancak çok fazla şeker tüketmek kilo alımına ve obeziteye, tip 2 diyabete ve diş çürümelerine neden olur. Dondurma, kurabiye, kek gibi şeyler yemememiz ve şekerli içecekler içmememiz gerektiğini biliyoruz. Ancak bazen karşı konulması oldukça zor oluyor. Bu yiyecekleri istemek beyinimizin içine işlemiş gibi görünüyor.
Bu araştırma modern çağda obeziteye yol açan veya obeziteyi destekleyen beslenme şekillerinin beyini nasıl değiştirdiğine odaklanmıştır. Çalışmanın uzmanı yediklerimizin davranışlarımızı nasıl değiştirdiğini ve beyindeki değişimlerin diğer faktörler tarafından yatıştırılıp yatıştıralamayacağını anlamak istemektedir.
İnsan vücudu kusursuz olmak için şekere (glukoz) hücum eder. Glukoz kelimesi Yunan kökenli şeker anlamına gelen glukos kelimesinden gelir. Glukoz beyin hücreleri de dahil vücudumuzu oluşturan hücrelere enerji verir.
Şeker Tüketimi Dopamin Miktarını Tavan Yaptırır!
Evrimsel olarak baktığımızda ilkel atalarımızın toplayıcı olduklarını görebiliyoruz. Şekerli yiyecekler muhteşem enerji kaynaklarıdır yani tatlı yiyecekleri daha çok sevecek şekilde evrimleştik.
Şekeri ükettiğimizde beynimizin ödüllendirme sistemi olan mezolimbikdopamin sistemi çalışmaya başlar. Dopamin nöronlar tarafından salınan ve bir durumun pozitif oluşunu bildiren bir çeşit beyin kimyasalıdır.
Şeker Beyni Yeniden Yapılandırabilir Mi?
Beyin nöroplastisite denilen bir işlem aracılığıyla sürekli kendini yeniler ve bu yenileme ödül sisteminde gerçekleşir. Ödül sisteminin aktifleştirilmesinin ilaçlar veya şeker tüketimi yoluyla tekrarlanması beyinin bu sık uyarımlara alışmasına ve bir çeşit tolerans göstermesine neden olur. Bu yüzden de yedikçe yiyesimiz gelir.
Gıda bağımlılığı klinik uzmanlarının ve bilim insanlarının arasında tartışmalı bir konu. Belirli ilaçlara fiziksel olarak bağımlı hâle gelebileceğimiz doğrudur ancak, temel yaşamamızda ihtiyacımız olan gıdalara bağımlı olup olmayacağımız tartışmalı bir konu.
Vücudumuza gereken enerjiyi vermemiz için gereken yiyecek ihtiyacımızdan ayrı olarak birçok insan özellikle stresli veya aç olduklarında yiyeceklere karşı büyük bir istek duyar.
Bu isteğe karşı koymak için lezzetli yiyeceklere karşı olan doğal tepkimizi durdurmamız gerekir. Engelleyici nöronlardan oluşan bir ağ bu konuda oldukça önemli bir rol oynar. Bu nöronlar, beyinin karar verme, nabız kontrolü ve tatmin duygusunu geciktirmeden sorumlu olan prefrontal korteksinde toplanır.
Engelleyici nöronlar beynin freni gibidirler. Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda şeker ağırlıklı beslenmenin engelleyici nöronları değiştirebileceği görüldü. Ayrıca bu farelerde davranışlarını kontrol etme ve karar verme yetilerinde azalma gözlemlendi.
Hafıza Oluşumunu Bozabilir!
Şeker ağırlıklı beslenmeden etkilenen bir diğer beyin alanı hafıza merkezi olan hipokampüstür.
Araştırmalar yüksek miktarlarda şeker tüketen farelerin nesneleri belirli yerlerde daha önce görüp görmediklerini hatırlama konusunda zorluk çektiklerini gösteriyor.
Hipokampüste meydana gelen şeker kaynaklı değişiklikler hem anıları kodlamada önemli bir rol oynayan yeni oluşmuş nöronların azalmasına hem de yangıyla bağlantılı olan kimyasalların artmasına neden oluyor.
Dünya sağlık örgütü, ilave şeker alımını günlük kalori alımımızın %5’i ile sınırlandırmamızı tavsiye ediyor. Bu da ortalama 25 grama tekabil ediyor.
Dahası, beynin nöroplastisite özellikleri, beslenmede şeker kesildikten sonra bir dereceye kadar düşürülmesine olanak sağlar ve bunun yanında fiziksel egzersizler de bu sürece hız kazandırabilir.
Ayrıca, omega-3 yağları bakımından zengin yiyecekler (balık yağı, fındık ve tohumlarda bulunur) nöroprotektifdir ve yeni nöronlar oluşturmak için gereken beyin kimyasallarını artırabilir.
- 37
- 965
0 Yorumlar